Last updated on Eylül 1st, 2021 at 04:47 pm
Şanlı ülkemizin Zafer Bayramı ile yaza veda ederken, önümüzdeki sezonun enerjisine ayak uydurmanın hazırlıklarını yapalım.
Yazın askılı elbiselere, şortlara ve eteklere veda ederken cildimizin en iyi şekilde görünmesine ve hissetmesine yardımcı olmak için, sonbaharın getirdiği en yaygın cilt sorunlarından bazılarını nasıl önleyeceğimize dair birkaç ipucu paylaşmak istedik.
#1 – Hafif nemlendiriciler yerine daha yoğun nemlendiriciler kullanalım
Yaz mevsiminin sıcak ve hararetli havasının yerini yavaş yavaş daha düşük sıcaklıklara bırakıyor. Türkiye’nin dört mevsimi yasayan bir kuşakta olması nedeniyle sonbaharda ülkemiz yağış almasına rağmen, hava sıcaklığının düşmesiyle nemde de bir düşüş yaşanır ve bu da potansiyel olarak cildi daha da kuru hale getirebilir.
Nem seviyeleri düştükçe ve daha soğuk sıcaklıklar geldikçe, yazın kullandığımız hafif nemlendiricileri biraz daha yoğunlarıyla değiştirmek gerekir. Temelde ciltte doğal olarak gelişen sağlıklı yağ asitleri gibi davranan seramidlerden yapılmış yoğun nemlendiriciler bu ihtiyacımızı doğru bir şekilde karşılayacaktır. Daha yoğun bir nemlendiricide aramamız gereken özellikler:
- Hyalüronik asit
- Gliserin
- Aloe Vera
- Bal
- Skualen
- Jojoba yağı
- Kuşburnu yağı
- Laktik asit
- Ve tabii ki seramidler
Bununla birlikte, hangi bileşenlerin aranacağını bilmek ve cildinizin daha fazla neme nasıl tepki verdiğine dikkat etmek önemlidir. Unutmadan ekleyelim: Yüksek kaliteli geniş spektrumlu bir SPF’yi de kullanmaya devam ediyoruz.
#2 – İyi bir pH değerine sahip bir temizleyici kullanalım
Temizleme, cilt bakım rutinlerimizde kritik bir adımdır, ancak mevcut temizleyicinizle yarardan çok zarar verebilirsiniz! Temizleyiciler, ortak bir bileşen olan sülfatlar nedeniyle cildimizin pH seviyesini bozmakla ünlüdür.
Cildimizin dengeli olması çok önemlidir ve bunun büyük bir kısmı da pH seviyesidir. Cildimize sürdüğümüz her ürün pH seviyemizi etkiler. Cildimizin ideal pH seviyesi 5.5’tir. Cildiniz çok alkali ise bu kuruluğa yol açarken, cildiniz çok asidikse sivilce ve tahriş yaşamanız olasıdır.
#3 – Haftada 1-2 kez peeling yapalım
Düzenli peeling rutininizi kullanmak yerine, artık solan yaz bronzluğunuzun neden olduğu renk bozulmalarını gidermeye yardımcı olması için haftada bir kez glikolik bakım pedleri veya maske kullanmayı deneyin.
Eğer cildinizin ölü hücrelerinden kurtulmak isterseniz, peeling konusunda başvurabileceğiniz iki yöntem vardır: fiziksel peeling ve kimyasal peeling. Her ikisinin de pratikliği ve faydaları olsa da, bu mevsimde zaten deniz tuzu, güneş isigi gibi nedenlerle yıpranmış cildimizde mikro yırtıklara neden olan fiziksel peeling yerine, AHA ve BHA içeren kimyasal peelingi yaptırmanızı öneriyoruz.
Peeling yapar ya da yaptırırken aramanızı önerdiğimiz bileşenler:
- Sitrik asit
- Glikolik asit
- Laktik asit
- Malik asit
- Hidroksikaproik asit
- Hidroksikaprilik asit
- Salisilik asit
- Tartarik asit
#4 – Rutininize Vücut Losyonu Ekleyin
Artık yüzümüze çok iyi baktığınıza göre, vücudumuzu da unutmuyoruz! Yine, tıpkı yüz gibi, buradaki anahtar nemlendirmek ve ölü deriden kurtulmak! Tek fark, vücutta kullandigimiz ürünlerin çok daha güçlü olmasıdır. Vücudumuza peeling yapmak için kuru bir fırça veya harika bir kese gibi fiziksel peeling kullanıyoruz.
Herhangi bir kaşıntıyı durdurmanın en etkili ve en kolay yolu, baştan ayağa nemlendirmektir. Duştan çıktıktan sonra da hemen nemlendiriyoruz. Nemlendiriciler, cildi kaplayan ve sadece nemi tutmasını değil, aynı zamanda dış tabakasına nem çekmesini sağlayan koruyucu bir bariyer sağlar.
#5 – Nemlendirin, nemlendirin, nemlendirin!
Yılın zamanı ne olursa olsun, hidrasyon anahtardır. Günde içeceğiniz 8 bardak su ile cildinize daha iyi bir nemlendirme bazı oluşturacak, tüm yıl boyunca parlayan cilde sahip olacaksınız.